6 Nisan 2011 Çarşamba

Stockholm


Güzel insanların ülkesi İsveç'e, dünyanın en güzel şehirlerinden biri başkentlik yapıyor: Stockholm.

Ülkenin batısında, Mälaren gölünün Baltık denizine açıldığı noktada yer alan Stockholm, köprülerle birbirine bağlanan on dört ada üzerine kurulmuştur. Bu sayede suyla iç içe bir görünüm elde eden şehre -Brugge, ya da Amsterdam gibi- kuzeyin Venediği yakıştırması yapılır. Bu suyun şehre sokulması  durumu düzenli ve elegant bir şehircilikle birleşince ortaya çok güzel manzaralar çıkarır. 


 Türkiye'de sadece soğukluğuyla bilinen İskandinavya'da yaşam genellikle normale yakın bir kuzey Avrupa iklimi gösteren güney kıyılarına öbeklenmiştir ve Stockholm de böyle bir konumdadır. Ben eylül ayında gitmeme rağmen tişört üzerine montla dolaşmıştım ki bu durum Almanya ya da İngiltere için de normaldir. Yazın gündüzlerin uzun olması da avantajlı bir durum, akşamüstü gibi gece saatlerinde şehir manzarasının güzel olacağını düşünüyorum. 


Çoğu İskandinav şehri her sene dünyanın en yaşanılabilir şehirleri listesine ilk sıralardan girer. Bu listelerin genellikle güvenlik, toplu taşıma, eğitim ve sağlık hizmetleri, kültür sanat aktiviteleri, yeşil alan yüzdesi ve hayat pahalılığı gibi kriterleri vardır ve İskandinav şehirleri sosyal devlet anlayışının da etkisiyle bu kriterlerin hepsini sağlar. Stockholm de bunlardan birisi olduğu için hem yaşamak hem de gezmek için gönül rahatlığıyla tercih edilebilecek bir şehirdir. Pahalılık meselesi, diğer İskandinav şehirleri gibi göz korkutacak cinsten değildir.


Sanırım bu görüntü sadece İskandinavya'da olur
Stockholm'e gittiğinizde ilk adres muhtemelen Gamla Stan adası yani eski şehir olacak. Şehrin genelinin aksine burası dar sokaklarla örülü ve buralarda dolaşmak, küçük dükkanların vitrinlerine bakmak çok zevkli. İlginç hediyelikler ve tasarım ürünler de bulabilirsiniz. Güneşli havalarda sokaklara kurulmuş masalarda kahve ya da biranızı yudumlayabilirsiniz. 




Gamla Stan'ın sahilinde tekne turlarına katılabilir ya da tarifeli seferlerle diğer adalara ulaşabilirsiniz. 




Şehre merkezi tren ve otobüs istasyonu T-Centralen'den ulaştığınızı varsayarsak Gamla Stan'ın kuzeyindeki büyük ve ana adada olacaksınız. Pek çok otel, restoran ve alışveriş imkanı bu adada bulunuyor. Sergels Torg meydanı, Michael Jackson anısına yapılan tribute dansıyla meşhur olmuştu internet aleminde, orası çok güzel bir meydan. Orası şehrin tam merkezi sayılabilir, etrafında aradığınız her şeyi bulabilirsiniz. Oradan güneye Gamla Stan'a doğru giden Drottninggatan caddesi de İstiklal gibi bir yer. Burada çok sayıda hediyelik eşya satıcısı var ve uygun fiyatlara çok çeşitli ürünler alabilirsiniz. İsveç simge olarak kullanabilecekleri çok şey barındırıyor, tabi 18. yüzyıla kadar dilleri bile aynı olan diğer İskandinav ülkeriyle pek çok şeyi paylaşıyor: vikingler, troller ve başka mitolojik yaratıklar, ren geyikleri, moose'lar (Türkçe'ye Amerikan geyiği diye geçmiş ama onlar böyle demiyor, hatta ormanların kralı diyorlar) ve bir de tahta atları var. Özellikle viking kaskları, kılıçları ve troll bibloları çok güzel (ve ürkünç). 2-4 euro karşılığına tişörtler bile bulabiliyorsunuz. 2 euroluklar biraz pijama olabilecek potansiyelde ama 4-6 euroya bile günlük giyebileceğiniz tişörtler bulunabiliyor. Drottninggatan'da aşağı yukarı yürüyerek de zaman harcayabilirsiniz.


2-4 euro diyorum ama İsveç parası İsveç kronu SEK. 1 € = 10 SEK gibi bir oranı var. Euro da geçebiliyor ama garantiye alıp düzgün kurdan bozdurup kullanın. 


Sergels Torg etrafında alışveriş yapabileceğiniz pek çok mekan var. Batıya doğru gittiğinizde ise Hamngatan üzerinde NK adında bir alışveriş merkezi var. Biraz daha batıya devam ettiğinizde büyük bir parka ulaşacaksınız, Kungstradgarden gibi bir adı var. Burası halkın çok vakit geçirdiği bir park. Yaz aylarında bir sahne kuruluyor, festival gibi sokak gösterileri ve konserler düzenleniyor. Denk gelirse takılın derim. 

Parlemento binası
Drottninggatan'dan Gamla Stan'a parlemento binası Riksdag'ın olduğu adacıktan geçerek giriyorsunuz, bu bina gezilebiliyor ancak pek numarası olduğunu duymadım. Yine Gamla Stan üzerinde Royal Palace var, sahil tarafında büyük ve görkemli bir bina. Ziyaret edilebiliyor ancak giriş ücreti biraz fazla, yine de hala kraliyet hanedanı bulunan bir saray görmek için girilebilir. Ama asıl saray şehrin biraz dışında bir adada bulunan Drottningholm Sarayı, vaktiniz olursa oraya gidin.
Kraliyet Sarayında nöbet değişimi
Gamla Stan'ın güneyindeki adada bir binaya eklenmiş Gondolen adında bir kule var ve şehir manzarası izlemek için çıkılabiliyor. Ancak manzara için şehrin biraz dışındaki 155 metrelik tv kulesi Kaknastonet öneriliyor.


Friedhemsplan semti metro ve tren aktarmaları için çok kullanıldığından yerel halk için bir merkez konumunda. Bu bölgede gece takılmak için barlar da bulunabiliyor. Haftasonları metro 24 saat işlediği için ulaşım sorunsuz.


Stockholm'ün en çok ziyaret edilen müzesi Vasa museet. 1600lerde yapılmış kocaman savaş gemisi Vasa burada sergileniyor. Bu gemi Titanic gibi batmaz denilen bir gurur kaynağı olarak inşa ediliyor ancak ilk seferinde limandan ayrıldıktan sonra Baltık sularına gömülüyor. 300 yıl boyunca sular altında kalan ve korunan gemi 80'lerde çıkarılıyor ve müze haline getirilerek sergileniyor. Benim vaktim uymadığı için gidemedim ama bence görülmeli. Tekneyle ulaşabileceğiniz Djurgarden adasında.


Djurgarden adası
Djurgarden adası ilginç bir yer, orta çağdan beri kralların av ve eğlence için kullandığı bu adada pek çok müze ve anıtsal yapı bulunuyor. Gezilmesini önereceğim açık hava etnoğrafya müzesi Skansen de bu adada. Skansen 19. yüzyıl sonunda kurulmuş ve tüm İsveç üzerindeki yaşamı anlatmaya çalışan bir park. Çeşitli yerlerden getirilerek burada yeniden inşa edilmiş dağ ve köy evleri, o zamandan kalma dükkanlar, el aletleri, ilaçlar ve tıbbi malzemeler gibi şeyler sergileniyor. En ilgi çekici olansa İsveç'te yaşayan hayvanları da getirip ufak bir hayvanat bahçesi kurmaları. 


Ren geyikleri, moose'lar, foklar, ayılar, kurtlar, baykuşlar, kartallar ve çoğu yırtıcılardan oluşan diğer hayvanlar. Hayvanat bahçesi gibi yapay değil doğal ortamlarına benzer yerlerde sergileniyorlar.


Skansen içinde ufak bir de panayır alanı bulunuyor, çeşitli eğlencelere katılabilir ya da yemek yiyebilirsiniz. Bu ada üzerinde roller coasterları olan büyük bir lunapark da bulunuyor.


Stockholm'den kalkıp Gece yolculuğuyla Helsinki, Turku, Talinn, Riga gibi şehirlere ulaşabileceğiniz gemi seferlerinden de bahsetmek gerek. Eğer İskandinavya'da geziye çıkıyorsanız bu gemiler de kullanılmalı mutlaka. 4 kişilik kamaralarda kalmak oldukça ucuz, gemide gece eğlencesi düzenleniyor, her gemide bir de duty free shop var, sınır geçeceğiniz için gümrüksüz alışveriş yapabiliyorsunuz. Viking Line ve Silja Line gemileri her akşam hareket ediyorlar. Stockholm etrafındaki binlerce adanın oluşturduğu muhteşem manzaralar eşliğinde seyahat ediyorsunuz. Bu seferlerin birinde İnterrail bileti de geçiyormuş fakat hangisi bilmiyorum.




Gördüğüm en güzel şehirlerden birisi olan Stockholm'e soğuk ya da pahalı demeden bir gezi yapmanızı öneririm. Eminim pişman olmayacaksınız.

2 yorum:

  1. Yazıyı sonuna kadar okudum. :) Süper olmuş! Ellerine sağlık.

    Ah o şehrin içine süzülen sular bir de soğuk olmasaydı... Vasa nın hikayesini ben de çok duydum. Daha çok isveçlilerin tarihi bir hezimeti nasıl bir turizm nesenesine dönüştürüp ondan para kazanabildiklerini anlatıyorlardı. Bizim Sarıkamışı müze yapıp, dünya çağında promote edip girenden iyi bir miktar para almamız gibi bir şey olurdu herhalde. Vasa sarıkamış ile kıyaslanamayacak kadar küçük bir şey.
    Gemilerde(en azından birinde:)) interrail bileti geçmesi ve duty free olması süper bir şey. Ama ben yine de sanırım vize almak için konsolosluk konsolosluk sürünmemek için avrupa gezisini vizeler kalkana kadar erteleyeceğim.

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil

 
Free Hit Counter